Demokrasi için değil, devlet için…
Ne şişme "demokrasi", ne üfürükcü Gülen, ne de hiç güldürmeyen Erdoğan için! Sadece ve sadece Türkiye için, Türkler için tutun nöbeti. Çünki, ne Erdoğana, ne de Gülene, Türke daha çok destek lazım bu günlerde. Dönün tarihinize bakın, düşünün bu olanları. Ne televizyon, ne radyo, ne de gazete, Sizin klavuzunuz tarihtir.
Osmanlını parçalayan hatalar bu gün Türkiyeyi parçalamak üzere. Osmanlıyı parçalayan rum açılımı, ermeni açılımı ve sayısız açılımlar bu gün Türkiyeyi parçalamak üzere. Tarih tekerrürden ibarettir, ne kadar tekrar ederse etsin, tarihteki hatalardan ders çıkarmazsak işte o zaman kaybederiz. Osmanlının varisi Türkiyeyi ayakta tutmak için yeri geldi dinden, demokrasiden ve açılımlardan nasil vaz geçip güçlü Türkiye kurduysa Atatürk, bu gun de Türkiye adına, Türk adına şişme demokrasiden, üfürükçülerden, sahte hacı ve hocalardan, vazgeçmesini bilmeli türk...
Zaman şişme demokrasi zamanı değil, zaman türk devletini ve türkü ayakta tutma zamanı. Bu yolda varsın feda olsu demokrasiler de, açılımlar da.
Türkiye kaç darbe yaşadı, elbet zararlarını gördü, ama devlet yine Türke teslim edildi. Araba, Suriyeliye, hacılara ve hocalara değil. Türkiyenin sahibi kürdü ile, lazi, çerkezi ve diğer azınlıkları ile yine Türkler oldu. Parçalanmadı, dağılmadı. Belki bir süre birlik adına, ulus adına demokrasi sorunları oldu ama onun yerine Türk ve Türkiye oldu.
Şimdi yine ilan edilen olağanüstü hal bu demokrasinin 3 ay askıya alınması demek. Demokrasi için diyorlar. Kimse Türkiye için demiyor. Devlet olmadan demokrasi olmaz. Madem öyle, o zaman dikkatli olma zamanı. Adaletli olma zamanı. Türkün hesap sorma, türke düşmanlarınsa hesap verme zamanı olmalı bu olağanüstü hal.
Şu an Türklerin biraz baş-başa kalıp düşünme zamanı. Ve şu anki savaşın Türklük ve demokrasi savaşı olmadığının farkına varma zamanı. Ne devlet, ne hukuk ne de demokrasi, bu savaş egoların savaşı. İki taraftan kazanan kim olursa olsun kaybeden Türkiye olacak diye korkum ve endişem var. O yüzden düşünme zamanı diyorum. O mu, bu mu, yoksa Türkiye ve türkler mi?
Belki de hacısından, hocasından, şeyhulislamların fetfası ile yönetilecek türkiyeden tamamen farklı ve yeni bir Türkiye kurma zamanı...
Şahısları putlaştırma değil, putları, heykelleri yıkma zamanı...
Yıkın heykellerimi
‘Ey milletim, Ben, Mustafa Kemal’im... Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim, Hálá en hakiki mürşit, değilse ilim, Kurusun damağım, dilim. Özür dilerim... Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi... * * * Özgürlük hálá, En yüce değer Değilse eğer... Prangalı kalsın diyorsanız, köleler... Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi... * * * Yoksa, çağdaş medeniyetin bir anlamı, Ortaçağ’a taşımak istiyorsanız zamanı, Baş tacı edebiliyorsanız Sanatın içine tüküren adamı... Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi... * * * Yetmediyse acısı, şiddetin, savaşın. Anlamı kalmadıysa Yurtta sulh, dünyada barışın. Eğer varsa ödülü, silahlanmayla yarışın. Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi... * * * Özlediyseniz fesi, peçeyi. Aydınlığa yeğliyorsanız, kara geceyi. Hálá medet umuyorsanız Şıhtan, şeyhten, dervişten. Şifa buluyorsanız, Muskadan, üfürükçüden... Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi... * * * Eşit olmasın diyorsanız, kadınla erkek... Kara çarşafa girsin diyorsanız, Yobazın gazabından ürkerek... Diyorsanız ki, okumasın Kadınımız, kızımız; Budur bizim alın yazımız... Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi... * * * Fazla geldiyse size, hürriyet, cumhuriyet... Özlemini çekiyorsanız, Saltanatın, sultanın... Hálá önemini anlayamadıysanız, Millet olmanın... Kul olun, ümmet kalın, Fetvasını bekleyin, şeyhülislamın... Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi.
RAHAT BIRAKIN BENİ...’
24 Temmuz 2016
